06.11.2022 11:02
04.11.2022 tarihli Resmî
Gazete’de, re’sen tarh edilen KDV’nin indirim konusu edilmesinin kabul
edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına yönelik
06.10.2022 tarih ve 2019/9692 Başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararı
yayımlanmıştır.
Somut olayda, başvurucunun
ithal ettiği emtianın gümrük kıymetlerini düşük gösterdiği gerekçesiyle yürütülen
vergi incelemesi sonucunda hakkında re’sen KDV tarhiyatı yapılmıştır. Başvurucu
söz konusu tarhiyata dava açmış ancak dava derdest haldeyken 6111 sayılı
Yapılandırma Kanunu hükümlerinden yararlanarak re’sen tarh edilen tutarı
idareye ödemiştir. Bununla birlikte başvurucu ödediği bu KDV’yi 3065 sayılı
Kanun’un 29’uncu maddesi uyarınca indirim konusu yapılması gerektiği ihtirazi
kaydıyla KDV beyannamesine dahil etmiş ancak ihtirazi kaydı kabul görmemiştir.
Bunun üzerine indirimin
kabul edilmemesinin mükerrer vergilendirmeye yol açtığı gerekçesiyle tarh
edilen KDV’nin iptal istemiyle dava açmış, davalı vergi idaresi savunmasında
KDV’nin ancak vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılı içerisinde
indirim konusu yapılabileceği, bu nedenle somut olayda indirim koşullarının oluşmadığını
belirtmiştir. Vergi mahkemesi ve temyiz süreci 3065 sayılı Kanun’un 29 ve
34’üncü maddeleri gerekçe alınarak başvurucu aleyhine sonuçlanmıştır. Nihai
yargı süreci 03.03.2019 tarihinde yapılan tebligat ile başvurucu aleyhine
tamamlanmıştır.
Yüksek mahkeme, ödenen
vergiye katlanılmasına başvurucunun kendi fiilinin sebep olduğunu, emtianın
gümrük kıymetinin düşük gösterilmesi suretiyle eksik tutarın sonraki aşamalara
yansıtılmasının önlendiğini, kusurlu fiilin sonucu olarak ödenen vergiye
katlanılmasının makul karşılanması gerektiğini, 3065 sayılı Kanun’un 29 ve
34’üncü maddelerinin açık olması dolayısıyla hukuka aykırı fiillerin
sonuçlarının öngörülebileceğini belirtmiştir.
Bu durumda, mülkiyet
hakkına yapılan müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında
ve ithal edilen emtianın gümrük kıymetinin düşük gösterildiğine dair bir
ihtilafın da bulunmadığı dikkate alındığında başvurucuya aşırı bir külfet
yüklenmediğini, sonuç olarak başvurunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında
olması gereken adil dengenin bozulmadığını ve müdahalenin ölçülü olduğunu, söz
konusu gerekçeler nedeniyle Anayasa’nın 35’inci maddesinde güvence altına
alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine oybirliğiyle karar verilmiştir.
Söz konusu karara aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/11/20221104-6.pdf